Teknoloji Başarı Getirir

“Bir adamın kuzenine verdiği özel dersler, 80 kişilik bir kuruma dönüştü. Cesur bir görevde çalışmak için bir araya gelen farklı bir takımız: herkese, her yerde, dünya standartlarında bir öğrenim imkânını ücretsiz olarak sunmayı hayal ediyoruz. Dünyaya öğrenme konusunda ilham vermeye gönülden inanan, geliştirici, öğretmen, tasarımcı, stratejist, bilim insanı ve içerik uzmanlarıyız. Birkaç süper insan, önemli bir fark yaratabilir.”

İşte okuduğunuz bu paragraf “khanacademy.org” sitesinin hakkımızda kısmında yazan paragraftı. Birçoğunuzun bundan haberi olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden nedir bu “Khan Akademi” demek istedim.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere mütevazı bir başlangıç yapan ve amacı kuzenine yardım etmek olan Salman Khan’ın yaptığı iş büyüyor ve şu anda tüm dünyaya hizmet eden köklü bir kuruluş oluyor. Herkese dünya standartlarında eğitim vermeyi amaçlayan bu önemli yapılaşma birçok kişinin gönderdiği tebrik ve teşekkür mesajlarıyla amacına ulaştığını kanıtlıyor.

Peki, nasıl geldi bu başarı?

2006 yılında Youtube’da amatörce videolar yükleyen Khan, bir süre sonra yüklediği videoların farklı kişilere ve kesimlere hitap ettiğini görüyor ve ardından herkese yardım etmek üzere Khan Akademi’yi kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak 2010’da kuruyor. Kendi mesleğinden vazgeçen ve fedakar insan, o günden bu güne inadına ücretsiz inadına modern diyerek herkese hizmet etmeye çalışıyor.

Khan Akademi’nin en önemli özelliği öğrenciler kadar öğretmenler ve veliler için de çeşitli imkânlar sağlaması. https://tr.khanacademy.org/ adresine girdiğinizde öğrenciler, öğretmenler ve veliler için 3 farklı link görebilirsiniz.

Evet, Khan Bey güzel bir başarı elde etmiş ve bu işi sosyal sorumluluk projesi olarak yürütmeye devam ediyor. Üstelik Türkçe versiyonu da olan bu akademinin ülkemizde önemli rakipleri var. Gelin bir de bu konuya Türkiye için değinelim.

Ülkemizde devlet okullarında gerek teknik eksiklikler nedeniyle gerekse eğitimcilerin var olan materyalleri kullanamaması nedeniyle “eğitim-öğretim”de teknoloji etkin olarak kullanılamıyor. Lakin kişisel veya küçük destekli projeler ile teknolojiden sonuna kadar yararlanan eğitimciler de var. Bunlar arasında en önemlileri Ekol Hoca, Tonguç Akademi ve Şenol Hoca ve çok daha fazlası!

Bu insanlar okullarda gösterilen dersleri biraz daha eğlenceli kılmak için büyük çaba sarf ediyor ve bu işten gelirleri yok. Yani onlarca video öğrenciler daha iyi anlasın, eğlenerek öğrensin ve severek ders çalışsın diye çekiliyor. Bu tür girişimlerin olması gerçekten çok güzel bir şey ve geleceğimiz için umut vaat ediyor.

Peki, bu girişimcilerin teknikleri okullarda kullanılamaz mı?

Eğer söylediğimiz isimlere veya bildiğiniz başka kişilerin anlatımlarına bakarsanız genelse bir kâğıda renkli kalemle yazılmış yazılar göreceksiniz. Evet, ilk maddemiz bu, “renk”. Ülkemizde “tahta” yerine “kara tahta” dediğimiz günler henüz çok eski değil. Aynı şekilde akıllı tahta da henüz 2-3 yıllık kısa bir geçmişe sahip. Yaptığımız en büyük yanlış hiç şüphesiz “renksizlik”tir. Bizler, eğitimciler, eğitime renk katmazsak öğrenci nasıl renkli bir hayat geçirebilir ki?

Youtube’daki eğitim videolarının neredeyse tamamı renklidir. Kimisi kâğıda katar kimisi sözlerine ama mutlaka bir şekilde renk katılır. Çünkü öğrenmenin kolay yolu budur.

Diğer bir husus da hiç şüphesiz görsellerdir. Youtube bilgisayara bağımlı bir platform olduğu için eğitimciler hep teknoloji ile iç içedir. Videoların çekilmesi, montajlanması, yüklenmesi ve silinmesi gibi her adımda bilgisayar vardır. Bilgisayar olduğu için çeşitli geometrik şekiller bilimsel görseller rahatça bulunabilir ve eğitim sürecine dâhil edilebilir.

Aynı şekilde bilgisayarda simülasyon kullanmak da çok kolaydır. Özellikle dershanelerin Youtube sayfalarına (tabii ki web sitelerine) bakılırsa simülasyonların ve teknolojik deneylerin sıkça kullanıldığı açıkça görülür. Bunları izleyen öğrencilerin mevcut konuları daha iyi anlamaları işten bile değil.

Dershaneler, teknolojiye ayak uydurdu ise devlet okulları da uydurabilir. Bugün yapılan bir şey varsa imkân vardır. Bugün devlet okullarının en büyük sorunu teknik donanım ve daha önemlisi teknik bilgi eksikliğidir. Diliyoruz ki en kısa zamanda gerekli eğitimler verilir ve satın almalar yapılır. Ülkemizde de standart devlet eğitimi teknoloji ile iç içe olur.

Yorum Yaz

Yorumunuzu yazınız
Adınızı giriniz