Eğitim Fakültesi ve Teknoloji Entegrasyonu

Günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve öğrenen bireylerin öğrenme ihtiyaçlarındaki değişimlerle birlikte çağdaş eğitimin bir gereksinimi haline gelen teknoloji ile öğretme-öğrenme süreci eğitim sistemimizde önemli bir yer almaya başladı. Böyle bir gelişim ve yenilenme süreci içerisinde olan eğitim sistemimiz de gerekli eğitimci alt yapısı maalesef bulunmamaktadır. Bunun en büyük nedeni bu yenilenme sürecine liderlik yapması beklenen eğitim fakültelerinin kapılarını teknolojik entegrasyona kapalı tutmasıdır.

Günümüzde eğitim fakültelerinde eğitim vermekte olan bazı öğretim görevlilerin birçok teknolojik imkanı olsa da, onlar bu imkanları yok sayarak, kendi tarzlarına uygun bir şekilde eski yöntemlerle öğrenci yetiştirmeye çalışmakta ve bu öğrencilerin 21. YY öğrenci yapılarına tamamen uygun olacağını düşünmektedirler.

Fakat bu yaklaşım günümüzde pek de gerçekleşememektedir. Eğitim fakültelerindeki bazı öğretim görevlilerinin en büyük sorunu, “öğrendikleri gibi öğretme” kavramı düşüncesi üzerine öğretim süreçlerini şekillendirmeleri. Yani kendi öğrencilik yıllarında nasıl öğrendilerse o şekilde öğretmek istemeleridir.

Fakat günümüzde teknolojinin hayatımızdaki her alanda yer almasıyla birlikte öğrenen bireylerin öğrenme ihtiyaçlarında köklü değişimler yaşanmakta bundan dolayı teknolojik entegrasyonda yani “teknolojiyi sınıflara taşınmasında” liderlik yapacak eğitim fakültelerinin bu sürece paralel bir politika ile izleyerek bu bağlamda öğrenci yetiştirmeleri gerekirken malesef bu konudan oldukça uzak durumdalar.

Yani teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin eğer gelecek nesle eğitim verecek öğretmenlere teknolojik entegrasyondan bağımsız bir şekilde eğitim verilirse bu tutum nedeniyle teknolojik gelişmeler bizi bir adım ileriye taşıyacağı yerde, yerimizde saymamıza neden olacaktır. Bu sebeple eğer eğitim sistemimize, sınıflarımıza teknoloji entegrasyonunu getirmek istiyorsak bu entegrasyonun başlangıç noktası eğitim fakülteleri olmalıdır.

Knupfer ve Zoilmann (1994), “Öğretmenlerin teknolojiyi öğretimlerinde etkin olarak kullanabilmeleri için, tecrübelerinin teknolojiden yararlanmayı sağlayacak anlamlı tecrübeler olması“ gerektiğini savunur.

Yeni nesil 21. YY. standartlarına uygun eğitimciler yetiştirilmemesinin bir diğer nedeni olarak da ülkemizde eğitim fakültelerinde kullanılan eğitim araçlarının hala 21. YY. teknolojik gelişmelerinden uzak veya eksik olmasıdır.

Bu konuya bir örnek vererek açıklamak istiyorum; günümüzde eğitim fakültelerinde akıllı tahta bulunmamakta veya bulunan akıllı tahtaları da öğretim görevlileri ve öğretmen adayları kullanmamakta, bu tabii ki de çok ufak bir örnek, eğitim sistemimiz içerisinde böyle sayısını bilmediğimiz birçok örnek bulunmaktadır. Böyle bir durumdan söz ederken bu sistem üzerinden mezun olan biz öğretmen adayları, öğretmen olarak veya eğitimci olarak bir işe başladığımızda 21. YY. standartlarını göz önüne aldığımızda tamamıyla “sudan çıkmış balık” halini alıyoruz.

Eğer teknoloji sınıflarımızda teknoloji entegrasyonu istiyorsak ve bu entegrasyonun bizi bir adım ileriye taşıyacağında hem fikirsek bu entegrasyonun giriş noktası yani başlangıç noktası eğitim fakülteleri olmalıdır.

Önemli *** Burada yazdıklarım tamam anlamı ile şahsi görüşlerimdir. Bu konunun tam tersi şekilde gerçekten teknolojik yeterliliği çok yüksek hocalarımızda vardır. Onları bu anlatıklarımın dışında tuttuğumu belirtmek isterim. Burada anlattıklarım 4 yıl içerisindeki gözlemlerimin sonucudur.

Yorum Yaz

Yorumunuzu yazınız
Adınızı giriniz