Günümüzde bir şeyler üretmek her yaş grubu için çok önemli bir olgudur. Bir şeyler üretebilmek, ortaya kendi çabaların ile bir ürün çıkarabilmek, bir problem ile ilgili en kestirme çözüm yolunu bulmak ve bunların yanında yaratıcı bir düşünme gücüne sahip olmak bireylerin yaşamlarının sağlıklı bir şekilde devamlılığı için çok değerli şeylerdir.
Tüm bunların yanında üretmek üretebilmek bireylerin ufkunu genişletir ve bireylerin farklı bir enerji ve istek ile hayata bağlanmasın da katkı sağlar.
Şimdi şöyle düşünelim çocuklarımız hayatı tanımaya başladığı ilk yıllardan itibaren karşılaştıkları problem karşısında kendi çabaları ile çözümler üretebilen ve ortaya ufakta olsa bir şeyler koyabilen bireyler olarak yetişebilselerdi neler değişirdi hem onların yaşamlarında hem de yaşadıkları çevre de? Ne gibi katkılar sağlarlardı? Bu soruların cevaplarını yazının tamamını okuduktan sonra düşünmenizi ve cevaplamanızı istiyorum.
Günümüzde bazı Avrupa ülkelerin de karşılaştıkları problemler karşısında kendi çözüm yollarını bulabilen yaratıcı ve farklı düşünebilen bireyler yetiştirme projesi programlama dersleri odaklı ilerliyor. Bunun nedeni programlamanın sistematik düşünme, problem çözebilme, olaylar arasındaki ilişkileri görebilme, yaratıcı düşünebilme gibi yetiler kazandırıyor olmasıdır. Programlama bilen bir kişi bir makinanın ya da sistemin işleyişini daha kolay ve daha hızlı kavrayabiliyor ve problem çözerken makinanın çalışma mantığını göz önüne alarak daha kestirme çözümler üretebiliyor.
İnsan hayatının her döneminde gerekli olan bu yeteneklerin bazı Avrupa ülkelerinde bireylere çocuk yaşta öğretilmesi ve kazandırılmaya çalışmasının en önemli sebebi “tüketen bireylerden üreten bireyler yetiştirme” mantalitesi ve düşüncesidir. Bireyler programlama sayesinde ortaya bir şeyler koyabilme hazzını tadıyorlar bunun yanında sorun odaklı yerine çözüm odaklı bireyler olarak yetişiyorlar.
Yazımın bu kısmında yukarıda anlattıklarımı destekleyecek çocuk yaşta programlamaya adım atıp şuanda dünyanın lideri haline gelen hepimizin tanıdığı 2 kişiden bahsedeceğim.
Mark Zuckerberg programlama ile 9 yaşında tanışmıştır. Üniversite yıllarında Facebook’u kurmuştur.
Bill Gates ilk programı 13 yaşında yazdığı üç taş oyunuydu. 15 yaşına geldiğinde ise BASIC dilinin yeni bir versiyonunu tasarlayıp yazmıştı.
Böyle çok sağlam temellere dayanan somut örnekleri bilen geniş bir vizyona sahip Avrupa ülkeleri çocuklara bilgisayar derslerinde paint ile resim yaptırmak veya Office programları öğretmek yerine programlama öğretiyorlar. Bunu yapmalarındaki en büyük sebep yukarıda bahsettiğim gibi tüketen bireylerden üreten bireylere geçiş sağlamak istemeleridir.
Ülkemizde ise şu tarz sorular hep sorulur;
Bizden neden bir Bill Gates çıkmıyor? Nedeni sizce de çok açık değilmi…
Barack Obama
Sadece yeni çıkan bir oyunu satın almayın kendi oyununuzu yapın.
Steve Jobs
Bence bu ülkede herkes bilgisayar programlamayı öğrenmeli. Bir bilgisayar dili öğrenmeli. Çünkü bu, insana nasıl düşüneceğini öğretiyor. Ben bilgisayar bilimini bir sosyal bilim olarak görüyorum. Bu herkesin öğrendiği bir şey olmalı.
Şimdi gelelim çocuklarımıza nasıl programlama öğreteceğiz. Bunun için ücretsiz bir çok araç var ben bu araçlardan 1 tanesini size tanıtmak istiyorum. Daha fazla ve farklı uygulamaya code.org sitesinden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.
The FOOS
Her yaştan bireyin eğlenceli ve kolay şekilde algoritma ve programlama mantığını öğrenebileceği ücretsiz bir uygulamadır. Uygulama Android, IOS ve Web tarayıcıları üzerinde sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Uygulamayı thefoos.com adresine giderek ücretsiz bir şekilde kayıt olduktan sonra oynayabilirsiniz.
Oyunu oynamaya başladığınızda 14 seviyelik bir platform ile karşılaşacaksınız. Tüm seviyeleri bitirdikten sonra The Foos uygulaması sizin için Code.org imzalı bir sertifika hazırlıyor ve bu sertifikayı çıktı olarak alabilmenize imkan sağlıyor.
The Foos Tanıtım Videosu