Bir İnsanın Psikososyal Gelişimi

Laughing small kids on a white background

Bana göre eğitmen öğrenciyi ruhen de anlamalı, iç dünyasına inebilmeli, içinde bulunduğu psikolojik durumları bilip bunu göz önüne alarak öğrenci ile iletişim kurmalıdır, bu sebeple bu konuyla ilgili bir şeyler yazabilmek fena olmaz diye düşündüm.

Gelişim ve öğrenme hayatımızda kendine her zaman yer bulur. Freud ergenlikten sonra kişisel gelişimin durduğunu söylese de ben Erikson’un tarafındayım yani gelişim hayat boyu devam eder hatta geliştiğimizin ve farklı şeyler öğrendiğimizin bazen farkında bile olmayız.

Bende hayatımızın bir parçası olan gelişim ve öğrenmenin önemli olduğunu ve bunların nasıl evrelerden geçtiğini bilmemizin faydalı olacağını ve bir eğitmenin bu kavramları bilmesi gerektiğini düşünerek, Erikson’un kuramından yararlanarak bir makale yazmak istedim.

Gelişim ve öğrenmenin tanımlarını yapmak gerekirse,

Gelişim, döllenme ile başlayan süreç ile organizmanın bedensel, zihinsel, duygusal değişimini hayat son bulana kadar devam ettirmesi. Önemli nokta ise , öğrenme olmadan gelişim de olmaz.

Öğrenme ise, yaşantılar sonucunda bireyde kalıcı izli davranış değişikliğidir.

Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramı ile devam etmek istiyorum. Bu aşamalarda kendi hayatınızdan bir şeyler bulacağınıza eminim.

Psikososyal Gelişim Aşamaları 8 dönemden oluşuyor.

  • Bebeklik Dönemi, Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-2)
  • Okul Öncesi Dönem, Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç (1-3)
  • Okul Öncesi Dönem, Girişimciliğe karşı Suçluluk (3-6)
  • Okul Dönemi, Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu (6-12)
  • Ergenlik Dönemi, Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası (12-18)
  • İlk Genç Yetişkinlik Dönemi, Yakınlığa Karşı Yabancılaşma(18-30)
  • Yetişkinlik Dönemi, Üretkenliğe Karşı Verimsizlik(30-60)
  • Yaşlılık Dönemi, Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk(60+)

 

İlk aşama Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-2)

“Bana ne verildiyse ben oyum”

Bebeğin yaşama dair ilk duygularının oluşmaya başladığı evredir . Annesinin, ailesinin onu sevmesi, koruması, bakımı yapması, beslenmesini karşılamasını ve ona sağlanan sıcak ortam bebeğin dış dünya için “dış dünya güvenilir bir yer” algısını oluşmasına yardımcı olur.

Örneğin, bende insanlara karşı güvensizlik durumu var, bazen çok paranoyakça hareket edebiliyorum ve geçmişimi irdelediğimde gerçekten de bunun sebeplerinin çocukluğumda yaşadıklarımdan dolayı olduğunu hatırlayabiliyorum.

Ailenin çocuğuna sağlayacağı güven bu evrede çok önemlidir. Önündeki onu bekleyen uzun yaşamda hem size hem kendisine duyacağı güvenin tohumlarını siz atacaksanız.

 

İkinci Aşama Özerkliğe Karşı Güvensizlik (1-3)

Ne yaparsam ben oyum”

Bu aşamada çocuk, kaslarının gelişmesiyle bazı işlerinde bağımsız olmak aynı zamanda da birisinden yaptığına karşılık geri bildirim almak ister. İşte bu bağımsızlık duygusuna özerklik diyoruz zaten. Çocuk bireyleştiğini fark etmeye başlar.

Ebeveynlerin görevi ise çocuklarının bu evreyi özerk bir halde yaşaması için onlara fırsat vermeleri, eleştirmemeleri, aşırı derecede kızmamalarıdır aksi halde çocuğun içine istemeden utanç tohumları atarlar, çocuk ilerde bireysel olmaktan kuşku ve utanç duyar, hep “Acaba yapamaz mıyım?” düşünceleri içinde boğulabilir.

 

Üçüncü Aşama Girişimciliğe Karşı Suçluluk (3-6)

Hayal ettiğim şeyi olacak kişiyim”

Psikomotor ve dil gelişimi çocuğun fiziksel ve sosyal çevresine merak duymasına sebep olur ve bunlarla ilgili sorular sorabilir. Fiziksel gelişiminin de getirisiyle cinsellik içeren sorular da sorabilir, ebeveynlerin bunu yanlış bir şey olarak görmemeleri, sorularına içtenlikle doğru cevaplar vermesi gerekir.

Ebeveynlerin, çocuklarındaki bu merak duygusunu iyi şekilde beslemesi onların ilerideki akademik hayatına oldukça fazla faydası olacaktır. Eğer kızılırsa, cevaplamaktan kaçınılırsa veya eleştirilirse çocuk yanlış bir şeye yaptığına inanarak suçluluk duygusu içine bürünüp girişimciliğini kaybedebilir.

 

Dördüncü Aşama Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu (6-12)

Ne öğrenirsem ben oyum”

Bu dönemde yavaş yavaş ebeveynlerin çocuk üzerindeki etkisi azalırken öğretmen ve arkadaşların etkisi artmaya başlar. Çocuk başarıyı bu dönemde tadar ister eğitimde olsun ister bir spor dalında.

Ebeveynler çocuklarını, yetenekli olduğu alanda desteklemeli, onun “Ben başarılıyım” demesinde yardımcıları olmalıdır, bunun zamanla çocuğun akademik gelişimine oldukça katkısı olacaktır çünkü grupla çalışma, verilen bir işi yürütme, planlama, programlama yapma duygusu bu evrede gelişmeye başlar. Asla başka çocuklarla kıyaslanmamalı, başarısızlıkları sert bir şekilde yüzlerine vurulmamalıdır aksi halde çocuk kendini işe yaramaz biri olarak hissedebilir.

 

Beşinci Aşama Kimlik Kazanımına Karşı Rol Karmaşası (12-18)

Ben kimim?”

Erikson’a göre bu dönem, bireyin geçmiş yaşamında sıkıntılı geçtiği dönemleri telafi edebilme ve hayata yeni bir başlangıç yapabilme aşamasından ikinci bir şanstır. Birey bu dönemde karşı cinsin kendisini beğenmesini, düşüncelerine saygı duyulmasını ister ve kendine    “Ben kimim, ne yapmalıyım, gelecekte ne olmalıyım?” sorularını sorar.

Ebeveynlerin görevi çocuklarına bu gelişim döneminde içtenlikle yardım etmeleri, onların fikirlerine saygı duymalı, başarılı rol modelleri gösterilmeli, bu süreci onu kısıtlamadan atlatmalarına yardımcı olmaktır. Aksi takdirde birey gelecekle ilgili soru işaretleriyle dolmuş, olgunlaşamayan bir birey olabilir.

 

Altıncı Aşama Yakınlığa Karşı Yabancılaşma (18-30)

Biz sevebildiklerimizin tümüyüz”

Birey bu aşamada çıkara dayalı dostluklar, ilişkiler kurmaktan kaçınmalıdır. Ergenlikte kazandığı kimliğini bu dönemde başkalarına açmalıdır, sıkı dostluklar kurmalıdır. Sevgi önemlidir.

Bu dönem başarılı bir şekilde atlatıldığında birey sıkı arkadaşlık ve iyi bir ilişkide sıkıntı çekmeyecektir. Aksi halde birey anlamlı ilişkiler kurmakta zorluklar yaşayabilir.

 

Yedinci Aşama Üretkenliğe Karşı Verimsizlik (30-60)

Ben ürettiğim şeyim”

Giderek yolun sonuna yaklaşıyoruz. Geçmiş dönemlerini başarılı bir şekilde atlayan birey bu dönemde iyi bir evliliğe, iyi bir işe, iyi bir yaşama sahip olmuşsa kendini üretken hisseder. O ana kadar bildiklerini bir başkasına anlatarak üretkenliğini göstermekte isteyebilir, torunlarına çocuklarına ve topluma yararlı olmaya çalışır.

Tersi durumda birey faydasız olmasının verdiği üzüntüyle içine kapanık biri olabilir, çevresiyle olumlu ilişkiler kurmakta zorlanabilir. Hayattan keyif alması gerekirken kendini durgun bir gölde bulabilir.

 

Sekizinci Aşama Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (60+)

Ben geride bırakabildiklerimim”

Erikson’un kuramına göre son evredir. Birey, geçmiş yaşamına bakıp iyi ki böyle yaşamışım derse egoları tatmin olmuş, benlik bütünlüğünü de sahip olmuş demektir. Ölümden korkmazlar, huzurlu yaşarlar ve kalan zamanlarını keyifli geçirmek isterler.

Tam tersi durumda birey yaşamını boşa geçirmiş olduğunu düşünür, daha fazla şey yapmak ister ama fiziki durumu el vermediği için yapamaz, umutsuzluğa kapılır. Bu tip bireyler ölümden korkan, huysuz yaşlılardır.

Tüm hakları egitimizm.com’a aittir, izinsiz kopyalanamaz.

Yorum Yaz

Yorumunuzu yazınız
Adınızı giriniz