Köy enstitüleri 1940 yılında çıkan yasayla ilkokullara öğretmen yetiştirmek amacıyla açılmış okullardır. O yıldan başlayarak tarıma elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yanlarında köy enstitüleri açıldı. Neredeyse tüm Anadolu’nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği göz önüne alınarak ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylerine giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle kuruldular.
Ad Bulunduğu İl Kuruluş Tarihi
Akçadağ Malatya 1940
Akpınar-Ladik Samsun 1940
Aksu Antalya 1940
Arifiye Sakarya 1940
Beşikdüzü Trabzon 1940
Cılavuz Kars 1940
Çifteler Eskişehir 1939
Dicle Diyarbakır 1944
Düziçi Adana 1940
Erciş Van 1948
Gölköy Kastamonu 1939
Gönen Isparta 1940
Hasanoğlan Ankara 1941
İvriz Konya 1941
Kepirtepe Kırklareli 1939
Kızılçullu İzmir 1939
Ortaklar Aydın 1944
Pamukpınar Sivas 1941
Pazarören Kayseri 1940
Pulur Erzurum 1942
Savaştepe Balıkesir 1940
Öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verecek, okuma yazma ve temel bilgileri kazandıracak hem de modern ve ilmi tarım tekniklerini öğretecekti. Öğretmenler gittiği yörelerde bilinmeyen tarım türlerini de köylülere öğretecekti. Kitaba deftere dayalı öğretim yerine iş için, iş içinde eğitim ilkesi tatbik ediliyordu. Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, atölyeleri vardı. Derslerin %50’lik bölümü temel örgün eğitim konularını içeriyordu. Geri kalanı ise uygulamalı eğitimdi.
1939 – 1950 yılları arasında Köy enstitülerinde yetişen köy öğretmenlerinin toplam köy öğretmenleri içindeki yeri:
Sene: 1939
Toplam köy öğretmeni sayısı: 6847
Köy enstitüsü kökenli köy öğretmeni sayısı: 0
Sene: 1946
Toplam köy öğretmeni sayısı: 11533
Köy enstitüsü kökenli köy öğretmeni sayısı: 5225
Sene: 1950
Toplam köy öğretmeni sayısı: 18426
Köy enstitüsü kökenli köy öğretmeni sayısı: 13182
Köy Enstitülerinde uygulanan derslerin 5 yıla dağılımı:
Ders Hafta
Kültür Dersleri 114
Ziraat Dersleri ve Çalışmaları 58
Teknik Dersler ve Çalışmalar 58
Beş Yıllık Sürekli Tatiller 30
Sabahın erken saatlerinde uyanan öğrenciler kızlı ve erkekli zeybek ve halk oyunları oynayarak sabah sporlarını da yapmış oluyorlardı. Daha sonra kahvaltı ardından zorunlu okuma saati vardı. Kahvaltıyı kendilerinden önce kalkıp fırında ekmek pişiren öğrenci arkadaşları hazırlıyordu.
Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde gerçekleştirilen bir bitirme töreni programı, enstitülerde yapılan sanatsal faaliyetlerin kapsamı konusunda örnek olarak gösterilebilir. İstiklal marşı ile başlayan programda sırasıyla; konuşma korosu (sağlık kolu mezunları) , marş ve türküler (Akın Marşı, Halay Başı Türküsü), oyunlar (Arpazlı, Biço), mandolin konseri (Arılar, Semada Yıldızlar – öğretmen kolu mezunları) , marş ve türküler (Vatan Marşı, Ördek isen Göle Gel Türküsü – yüksek kısım mezunları) , oyunlar (Bengi, Dağlı) , keman konseri (Mozart’tan rondolar; Allegro Vivo, Allegretto, Allegro A’la Turca – güzel sanatlar kolu), koro (Asker Dönüşü, Köy Okulu, İndim Dere Beklerim, Çoban – güzel sanatlar kolu), temsil (Anton Çehov’un Teklif adlı oyunu), konuşma ve diploma töreni, İleri Marşı (topluca), zeybek ve oyunlar (dışarıda topluca) yer almıştı. Programda ayrıca şiirler okunmuş ve müzik dersliğinde piyano ve saz konserleri verilmiştir. Sergilenmiş olan, yönetmenliğini Cüneyt Gökçer ‘in yaptığı oyunun yanı sıra enstitüde son bir yıl içinde sergilenen diğer tiyatro oyunları Moliere’in Zoraki Tabip ve Kibarlık Budalası adlı oyunları, Sophokles’in Kral Oedipus’u, Gogol’un Müfettiş’i ve Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunudur.
Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ndeki müzik enstrümanları listesi
Çalgı aleti Sayısı
Mandolin 259
Plaklar (Klasik Müzik) 160
Keman 55
Bağlama 37
Akordeon 8
Radyo 3
Piyano 3
Davul 3
Amplifikatör 1
Pikap 1
Metronom 1
Bu bakımlardan köy enstitüleri yaparak öğrenim konusunda dünyada benzeri görülmemiş bir örnek oluşturmuş ve birçok akademik inceleme ve araştırmaya örnek olmuştur. Günümüzde bırakın özgün bir eğitim sistemi yaratmayı dışarıdan aldığımız sayısız fikirle eğitim sistemimizi deneme tahtasına çevirdik.
1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu “iş için iş içinde eğitim” ilkesinden uzaklaştırıldı. Komünizmin aşılandığı görüşü yaygınlaştı. Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954’te kapatıldılar. Ne yazık ki günümüzde hala siyaset ve eğitim politikalarını birbirinden ayıramadığımız için eğitim sistemimizi bir türlü rayına koyamadık.
- Bu kurumlar, Anadolu insanın bağnazlıktan kurtarıldığında nasıl yaratıcı ve üretici yurttaşlar olabileceğinin kanıtıdır.
- Köy enstitülerinde iş içinde, iş aracılığıyla, iş için eğitim anlayışı egemendi. Bu anlayış doğaya duyarlı, insana duyarlı, yaşamla bütünleşen, ders kitaplarını ezberleyen anlayıştan uzak, yaşamın içinden kaynaklanan bir eğitim anlayışının tanımıdır.
- Köy enstitülerinde verilen eğitim sonunda yaşamı değiştiren, dönüştüren bunu yaparken de kendisi de değişen, insanca değerlerle bezenen, insanca bir dünya yaratmaya kurgulayan yurttaşlar yetiştirmeyi amaçlamıştır ve bunu da başarmıştır.
- Köy enstitüleri, Türk insanının eğitim yoluyla kulluktan yurttaşlığa geçiş arayışlarının önemli bir kilometre taşıdır.
- Köy enstitüleri, ilkel tarımdan modern üretime yönelme arayışlarının, çağdaş demokrasiye geçebilmek için özgür yurttaşlar yaratma projesinin adı, yüzyılların karanlığında kalan Anadolu köylüsüne insan olduğunun hatırlatılması, cumhuriyet yurttaşı yaratmanın projesiydi. Orta çağı yaşayan Anadolu köylerinde uygarlık yaratmanın öyküsüydü.
- Tüm dünyada faşizm rüzgarlarının estiği 1940’lı yıllarda Anadolu topraklarında iyiyi, güzeli, insana özgü zenginlikleri ortaya çıkarmanın adıydı köy enstitüleri.
- Tüm eğitim süreçlerinde demokratik tartışma süreçlerinin yaşandığı, katılımcılığın yaşayarak yaşandığı, özümsendiği cumhuriyet okullarının adıydı köy enstitüleri.
- Köy enstitüsü eğitim modeli; yönetime katılma, sorgulama ve sorma bilincine, eleştirel düşünme yeteneğine sahip, dünyadaki gelişmeleri izleyip yorumlayabilen, sorunlar karşısında çözüm yolları arayışında hep aklı ve bilimi kullanan çağdaş insanları yetiştirme projesiydi.
- Köy enstitüleri dönemi aynı zamanda Anadolu aydınlanmasının yaşandığı bir dönemin adıdır. Klasiklerin Türkçe’ye çevrildiği, ansiklopedilerin yayınlandığı, konservatuarın kurulduğu, özerk üniversite için adımların atıldığı bir dönemin adıdır.
Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran ve Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir.
Köy enstitülerinin kurulması ve yaygınlaşmasında emeği geçen ulu önderimiz Atatürk (ilk defa Köy Enstitülerinin kuruluş yasalarını çıkardı ilk önce askerliğini çavuş olarak yapmış erlerden köy öğretmeni yetiştirilip köylerine öğretmen olarak gönderilme projesini önerdi ve bu proje uygulandı) dönemin Başbakanı İsmet İnönü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, eğitimbilimci ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Pedagoji Uzmanı Halil Fikret Kanad eğitim için sergiledikleri yaratıcılık ve çabayla biz eğitimcilere örnek olan harika insanlar. Günümüzdeki mevkidaşlarının da aynı hassasiyet ve bilinçle böyle çalışmalarda bulunmasını temenni ediyorum.