Türkçe dersindeki dilbilgisi konularından sıfatları yazın türlerinden masallarla ilişkilendirerek yapılandırmacı yaklaşıma göre anlatmak istiyorsak öncelikle şu aşamaları takip etmemiz gerekir. Öğrencinin derse olan ilgi ve isteğinin derse bakış açısının tespitini yapmak dersin daha kalıcı öğrenilmesi yolunda atılacak adımları sağlamlaştıracaktır. Bu vesileyle tutum ölçeklerinden yararlanmayı uygun buluyorum. Tutum ölçekleri bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor alanlarında öğrenci ve ders arasındaki ilişkiyi anlamamıza katkı sağlayacaktır. Ölçeğe göre öğrencinin derse karşı önyargılı olup olmadığını anladıktan sonra duruma göre motivasyonu artıracak güdülenmeyi sağlayacak çalışmalara yer vermemiz gerekiyor. Bunun için sadece sıfatlar konusuna yönelik değil tüm Türkçe derslerini baz alarak dönem başı dönem ortası ve dönem sonu olmak üzere temelde üç kere tutum ölçeklerinden faydalanmamız öğrencinin derse karşı ilgisini görmemizi sağlamakla kalmayacak bireysel gelişimini birebir görmemize de yardımcı olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde sınıfın seviyesine uygun bir ders işleyişi hazırlamamız gerekiyor. Konuya giriş yapmadan önce yapacağımız hazırlık çalışması öğrencilerin hem hazırbulunuşluğunu gözler önüne sermeli ve bunu artırmaya yönelik olmalı hem de öğrencileri derse çekebilmeliyiz. Farklı bir söyleyişle başlangıç kısmı iyi olursa diğer aşamalara olumlu bir çengel yapacak eğer kötü bir başlangıç yaparsak bu da diğer aşamaları olumsuz etkileyerek çekiç olup başımıza vuracaktır. Bu anlayışla hazırlık aşamasını şöyle tasavvur ediyorum.
HAZIRLIK AŞAMASI:
Öğretmen sınıftan içeri girdiğinde öğrencilerin eski konulardaki bilgilerini hatırlamalarını sağlayacak sorular sormaya başlar. Bu şekilde önbilgileri harekete geçirir ve öğrencinin uzun süreli belleğindeki bilgileri tekrar çağırmasına yardımcı olur. Sıfatlar konusu ve masal türü baz alınarak bir örnek verirsek söylediklerimizi somutlaştırmış oluruz. Bunu yapmadan önce her öğrenciden yanındaki arkadaşını tanımlayan birkaç kelime söylemelerini isteriz. Tahmini olarak şu diyalogların oluşacağını düşünüyorum:
Ali, Mehmet için:
Sarı saçlı, mavi gözlü çalışkan bir öğrencidir.
Mehmet, Ali için:
Yardımsever, kısa boylu, cana yakın bir arkadaşımdır.
Semih, Canberk için:
Yuvarlak yüzlü, yakışıklı, efendi bir çocuktur.
Örnekler çoğaltılabilir.
Bu aşamada öğrencilerin birbirini tanımladıkları kelimelere dikkat edersek sürekli sıfatlardan yararlandıklarını görürüz. Öğrenciye buluş yoluyla konuyu kavratmak istediğimiz için bunların sıfat olduğunu söylemeyiz. Görüldüğü üzere çocukların tahmini cevaplarına bakarak önceki öğrendikleri sözcük türü olarak isim konusuyla ilişki kurdukları ortadadır. Her sıfat bir ismi nitelediği açıkça verilen örneklerde görülür. Yapılandırmacılıkta önceki öğrendiklerinle yeni öğreneceklerin arasındaki ilişkiyi kavrayarak bir bina gibi temelinde yükseltmek amaçlanır. Hazırlık aşamasında öğrencilerin eski konuları olan isimlerin öğrenildiğini görürüz. Bu Bloom taksonomisinin bilgi basamağında olduklarını gösterir. Öğrencilerin zihninde sıfat algısını oluşturmak istediğimiz için konuyla ilgili önceden hazırladığımız Karınca ve Ağustos Böceği ile ilgili masala değinerek dersin ikinci aşamasına geçeriz.
KONUNUN İŞLENİŞİ
Öğretmen önceden hazırladığı videoyu sınıfta göstermeden önce çocukların daha önceden duydukları Karınca ve Ağustos Böceği adlı masalı hatırlayıp hatırlamadıklarını sorarlar. Çocuklardan gönüllü olanlara söz hakkı vererek öğrencilere soru cevap tekniği yoluyla masalın ana kahramanlarından karınca ve ağustos böceğini de tanımlamaya başlar. Karınca için muhtemelen kullanacakları sıfatlar çalışkan, sabırlı, yardımsever ve güçlü olacaktır. Ağustos böceği içinse bunun tam tersi olumsuz anlam ifade eden sıfatlar kullanacaklardır. Öğrencilerden alınan cevapların ardından önce masalı hatırlamaları için klasik anlatımını dinlerler. Ardından masala ters açıyla yaklaşılan Cem Yılmaz’ın İftarlık Gazoz filmindeki sahneyi izleyerek iki masal arasında karşılaştırmalar yaparlar. Buradaki maksat La Fonteine’nin masalındaki-değiştirilmemiş haliyle- verilen mesajlarda bazı olumsuzlukları fark etmelerini sağlamaktır. Örneğin orada karınca yardımsever olarak değil cimri olarak gösterilir halbuki bu tür olumsuz kavramlar çocuklara öğretilirken bilinçaltında zararlı olabilecek tarzda verilmesinin yanlış olduğu herkes tarafından malumdur. Cem Yılmaz’ın seslendirmesini yaptığı ikinci videoda ise karıncanın iki aylık ömrü olduğu yani kış mevsimini dahi görmeyeceği belirtilirken böyle bir durumun olamayacağı açıkça ortaya konulur. Bu işlem yapılırken yine sıfatlardan yararlanıldığı videoda görülür. Çocuklar videoları inceledikten sonra izledikleri/dinledikleri arasında ayrıma giderek karşılaştırma yaparlar ve not alarak yazma tekniğini kullanarak iki masalı tekrar tanımlarlar.Hatta iki masaldan yola çıkarak serbest yazma yöntemiyle oluşturacakları farklı bir masal istenir. Yine karakter ve kahramanların tanıtımında sıfatlara geniş ölçüde yer verildiği görülecektir.
Öğretmen yazılan metinleri topladıktan sonra bilgisayara aktarır ve tüm sınıfın görmesi için projeksiyon cihazından faydalanır. Yansıtılan metinler incelenirken hem çocukların hayal güçleriyle oluşturdukları yeni metinler sınıfta okunarak gündeme getirilecek ve sergilenecektir hem de çocukları yazmaya teşvik ederek özgüven kazanmalarının önü açılacaktır. Öğretmen öğrencilerden geçen derste öğrendikleri isimleri konusuna atıfta bulunarak yazdıkları metinlerdeki isimleri bulmalarını ister. Sonra o isimlere ‘‘nasıl’’ sorusunu sormalarını ister. Aldıkları cevap onları az önce yaptıkları nitelendirmelere götürecektir. Böylelikle Türkçe’deki bir başka kuralı da buluş yolunu kullanarak kendileri bulmuş olur. O kural isimlerden önce mutlaka sıfatların geldiğidir. Bu da onların verdiği örneklerde açıkça görülecektir. Bloom taksonomisi açısından değerlendirdiğimizde önceki öğrenilenlerle yeni öğrenilenler arasında bağ kurulmuş olur yani isim-sıfat arasındaki ilişki kavranmıştır. Bu da taksonominin kavrama basamağının tamamlanmış olduğunu gösterir. Kavrama basamağının tamamlandığını gösteren en önemli etken ise sıfatla isim arasındaki ayrımı görmüş olması ve bunu kendisinin karşılaştırarak bulmuş olmasıdır. Taksonominin uygulama basamağında ise öğrencilerin yazdıkları metinleri projeksiyonla tahtaya yansıttıktan sonra üzerinde konuşmamız olarak görüyorum. Öğrenciye izlettiğimiz aynı masalın iki farklı anlatımından hareketle ortaya koydukları yeni ürünü incelerken hayal güçlerine bağlı olarak oluşturdukları kurguyu hangi tür sıfatlarla şekillendirdiklerini görmemiz uygulama basamağını tamamlamış olduğumuzu gösterir. Ayrıca sadece niteleme sıfatı değil verilen örneklerden yola çıkarak kullanılan sıfatların işaret mi sayı sıfatı mı belgisiz sıfat mı gibi birçok sıfat çeşidini yaparak yaşayarak öğrenme tekniğinden hareketle uygulatmış da oluruz.
Öğrencilerimizin oluşturdukları metinlerde olayların akışını, yazıya dökerken uyguladıkları aşamaları da fark ederiz bu da analiz basamağının göstergesidir. Sıfatlar konusunun mantığını öğrenirken neden-sonuç ilişkisi üzerinden yaptıkları akıl yürütmelerle buldukları sonuçları da kategorileştirmiş olurlar. Örneğin oluşturdukları metinde ‘’beş elma’’ ifadesi geçiyorsa elma ismini niteleyen bir kelimenin bir sayı olduğunu görüp ismi sayı yönünde nitelendirdiğinin farkına vararak oluşan sıfatın sayı sıfatı olduğunu böylece kategorileştirmiş olur bu da öğrencinin Bloom taksonomisine göre analiz aşamasına ulaştığını gösterir.
DERSİN SONU:
Öğretmen oluşturulan üründeki örnekler üzerinden konunun teori kısmını uygulamalardan hareketle verir. Böylece öğrencinin zihninde oluşan sıfat algısının adı konmuş olur. Artık öğrenci isim-sıfat arasındaki ayrımın farkındadır. İkisi arasındaki ilişkiyi hem örnek vererek hem de sözlü olarak anlatabilecek duruma gelmiştir. Öğretmenin rehberlik görevi burada sona erer ve konun bir özetini yaparak pekiştirilmesini sağlar. Ardından önceden hazırladığı ödevi öğrencilere verir. Bu ödevin amacı Bloom taksonomisindeki sentez basamağına çıkarabilmektir öğrenciyi. Derste masal türünden hareketle hayal güçlerini kullandırdığımız öğrencilere yine hayal güçlerini kullanarak 2071 yılına gitmelerini ve orada olabilecek olayları anlatırken sıfat ve isimlerden yararlanmalarını isteriz. Konunun tekrarı öğrenmeyi pekiştiren bir unsur olduğu gibi öğrenciye verilen çalışma yaparak yaşayarak öğrenmenin bir gereği olan pratik kısmıdır. Bir sonraki ders verilen dergi ödevinin kontrolü yapılır. Öğrencilerin başarısı göz önüne alınarak konu anlaşılmamışsa yöntem ve teknikler değiştirilerek tekrar anlatılır eğer anlaşıldığı düşünülüyorsa belli aralıklarla tekrar yaptırılır ve ilerde öğrenecekleri zarflar konusunda önceki bilgiler harekete geçirilerek pekiştirilmiş olur.
EKLER:
1-Öğretmenin dersin işlenişi sırasında kullanacağı materyallerin linkleri aşağıda verilmiştir.
Klasik masal anlatımı: https://www.youtube.com/watch?v=H2_etAmwZ_4
Farklı bir açıdan anlatım: https://www.youtube.com/watch?v=40yjybv_WLQ (İftarlık Gazoz-Cem Yılmaz)
NOT: İftarlık Gazoz filminde Cem Yılmaz’ın seslendirdiği sahnede öğrenciler için olumsuz olduğunu düşündüğüm kelimeleri videodan kesip attım. Öğrencime uyguladığım kısmı soruc@yildiz.edu.tr adresinize mail olarak gönderdim Dilerseniz buradan ulaşabilirsiniz.
2-İki farklı masal anlatımını izlettirdikten sonra öğrencimin yazmış olduğu metin örneğini de buraya almakta fayda görüyorum.
METİN ÖRNEĞİ
3-Öğretmenin sentez aşamasını gerçekleştirmek için verdiği ödevin taslağını da sizinle paylaşmak istiyorum.